Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu’nun (TBHKDF) 4. Olağan Genel Kurulu, Sefaköy Çağdaş Bosna Sancak Dayanışma Eğitim Kültür Derneği’nin ev sahipliğinde İstanbul’da yapıldı. Küçükçekmece Nikah Sarayı’nda yapılan genel kurul, Türkiye’nin dört bir yanındaki Boşnaklar’ı bir araya getirdi. Divan Başkanlığını Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Kurucusu ve Onursal Başkanı, Bosna Hersek Fahri Konsolosu Ahmet Kemal Baysak’ın yaptığı genel kurulda tek listeyle gidilen seçimde yeni yönetim, denetim, disiplin ve danışma kurulu üyeleri belirlendi.
Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Muzaffer Güneş’in başkanlığında, Ahmet Kemal Baysak, Fehmi Arazlı, Cemal Şenel, Şenay Biçer, Abdullah Gül, Salih Hacıoğlu, Nejat Öztürk, Fatma Kiminsu, Kasım Gül, Zekai Erşan, Rıdvan Barış, Muharrem Baysak, Mehmet Sönmez, Necmi Ocak, Fatih Özdemir, Üzeyir Ender, Ahmet Turgut, Behiye Çark, Harun Alma, Fehim Didin, Erkan Eroğlu, Sebahattin Gülbaş, Sedat Kuçin, Kenan Gündem, İsmet Yavuz, Eşref Temiz, Ahmet Sokollu, Nurettin Alkan, Süleyman Eruzunlar, Ahmet Utaş, Sedat Çınar, Nurhan Salkım’dan oluştu. Mustafa Egi, Hüseyin İpek, Nail Akbaba, Nuri Osman Ürküt, Alaattin Tatlı denetim kurulu, Hacı Şengül, Özlem Akbıyık, Kadir Güngör, Haldun Nalça, Nurettin Çam disiplin kurulu üyeliklerine seçildi.
Danışma Kurulu Emekli Tümgeneral Mehmet Ali Erdoğan, Salih Akgül, Mehmet Başdar, Ulvi Çavdaroğlu, Abdülrezzak Park, Ömer Oruç, Rafet Albayrak, Lida Demiroviç Güventürk, Emre Zeyrek, Bahadır Kaptan, Orhan Ercan, Acar Pek, Ufuk Süslü, Hayati Yenialaca, Selami Kiminsu, Burhan Arıkan, Nadir Latif İslam, İnci Güngör, Mehmet Ayaz, Ertan Tanyeri, İsmet Çalışkan, Bahattin Durmaz, Sabit Şahin, İlhan Kıygan, Hüseyin Canöz, Mustafa Celep, Muharrem Çardaklı, Ramiz Bilgiç, Nihat Salpat, Fadıl Bak, Bilal Ateş, Berrin Önlüsan, Bisara Çetin, Yasemin Alataş, Mukaddes Budinli’den oluştu.
Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilen ve görevi Cemal Şenel’den devralan Muzaffer Güneş, genel kurul delegelerine teşekkür ettiği konuşmasında şunları söyledi:
“Öncelikle bu onurlu görevi Sakarya’ya ve şahsıma layık gördüğünüz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bugün burada devraldığımız bu bayrağı daha da yükselterek, birlik ve beraberlik içerisinde layıkıyla temsil edeceğimden emin olunuz.
Tarih boyunca Boşnaklar yaşadıkları mekanlarda misafirperverlikleriyle, dürüslükleriyle ve çalışkanlıklarıyla güzel izler bırakmışlardır. Daima devletlerine sadık kalmışlardır. Osmanlı’ya kazandırdığı sadrazamlarımız, devlet adamlarımız, İstiklal Harbi’nde verdiğimiz binlerce şehidimiz bunu tasdik eder niteliktedir.
Boşnaklar, Bosna Savaşı sarısındad da Osmanlı mirsı mostar Körüsü’nü yıkacak tankların önüne kendilerini attırmışlardır. Geçmişini hiç bir zaman unutmayan, mirasına el uzatanların karşısında dimdik duran ama bunu hiç bir zaman dillendirmeyen onurlu bir milletiz biz. Mağdur olduğunu, mazlum olduğunu duyamazsınız bir Boşnak’ın azından. Bosna Savaşı’nda Müslüman – Türk oldukları için öldürüldüler, fakat hiç bir zaman ‘Biz Türk değiliz, Müslüman değiliz’ demediler. Dilinden, dininden ve kimliklerinden hiç bir zaman vaz geçmediler. İşte biz böyle yürekli bir milletiz.
Takdir edersiniz ki, Boşnaklar birlik ve beraberlik içinda hareket etme ruhunu her zaman muhafaza etmişlerdir. Büyüklerimiz ne kadar güzel söylemiş, ‘Başbaşa vermeyince taş yerinden kalkmaz’. Benim tüm kardeşlerimden ricam, birlik bütünlük içinde olalım, tıpkı ecdadımız gibi. Varsa aramızdaki dargınlıkları, kırgınlıkları kaldıralım. Bütünlük içinde geleneklerimizi, göreneklerimizi, kültürümüzü yaşatalım.
Türkiye’de gayri resmi rakamlara göre 6 milyon Boşnak var. Bizim derneklerimizde kaç üyemiz var? Faaliyetlerimizi Türkiye’de yaşayan kaç Boşnak kardeşimiz biliyor? Veya kaç kardeşimiz bizim faaliyetlerimize iştirak ediyor? En az yüzde 75′i bizim varlığımızdan, faaliyetlerimizden habersiz. O zaman ilk iş olarak üye sayılarımızı arttıralım. Varlığımızı, faaliyetlerimizi derneklerimiz vasıtası ile en ücra köşede kalmış Boşnak kardeşlerimize kadar anlatalım.
Çağımızda iletişim teknikleri inanılmaz gelişmiş durumda. Bunları da kullanarak geniş tabanlı bir Boşnak birlikteliği oluşturalım. Buradan alacağımız güçle sesimizi hep birlikte yükseltelim. Ve diyelim ki, ‘Biz sokaklarda bağıracak bir millet değiliz. Yumuşak başlıysak, uysal koyun da değiliz. Çanakkale’de omuz omuza savaşmış, bu toprakları anavatan bilmiş Boşnaklar’ın farkına varın. Onlara hak ettikleri değeri teslim edin.
Federasyonumuzun dış ilişkilerinde bütün derneklerimizin çok değer verdiği kurucu başkanımız, aynı zamanda Fahri Konsolosumuz Ahmet Kemal Baysak ağabeyimizin engin tecrübelerinden istifade etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu paralelde, federasyonumuzun birlik ve beraberliği sağlamanın, kültürümüzü yaşatmanın yanında bir diğer amacı da Bosna Hersek, Sancak, Karadağ, Makedonya gibi bölgelerde soydaşlarımız ile Türkiye arasındaki sosyo-kültürel ilişkilerin arttırılması, bu bölgelerle ekonomi, eğitim ve kültür alanlarında karşılıklı işbirliğinin kurulması ve bu ilişkilerin geliştirilmesidir.
Artık dünyada her coğrafya birbirine çok yakın. Bugün uçakla iki saatte Bosna Hersek’tesiniz. Elimizde her türlü imkan varken, niçin meydanı Bosnalı, Sancaklı, Karadağlı, Makedon kardeşlerimizle hiç bir organik bağı olmayan, kan bağı olmayan, onları tarih sahnesinden silmek isteyen Avrupalı kapitalistlere bırakalım? Neden oradaki eğitim sistemini onların eline teslim edelim? Elimizden geldiğince sık sık gidelim oralara, ticaretimizi geliştirelim. Bilgimizi paylaşalım, almamız gerekenleri de alalım. Böylece aramızda daha sağlam, uzun ömürlü bir bağ kurmuş oluruz.
Son olarak, özellikle altını çizmek istediğim konu da kültürümüz, gençlerimiz ve hanımlarımız. Maalesef bütün toplumlarda özellikle yeni nesillerde geçmişini, geleneklerini, renkli kültürlerini bir kenara itip yeni dünya düzeninin yarattığı popüler kültürün esiri tek tip insan olma hastalığı çok net bir şekilde görülmektedir.
Çocuklarımız bizim geleceğimiz, çocuklarımız bizim kültür köprülerimiz, çocuklarımız bizim milletimizin teminatı. Dolayısıyla onlara kültürümüzü iyi bir biçimde öğretmeli ve yaşatmalıyız. ‘Geçmişi olmayanın geleceği olamaz’ sözünden yola çıkarak geçmişi, kültürün önemini hissetmelerini sağlamalıyız. Bu vesileyle, özellikle gençlerimizi federasyonumuzun, derneklerimizin faaliyetlerinde aktif olarak görmek istiyoruz.
Aynı zamanda hanımlarımızın da bu yolda bizlerle birlikte olması gücmüze güç katacaktır. Gençlik kolları ve kadın kollarını derhal faaliyete geçirmeliyiz
. Onların olmadığı her yerde bir tarafımız mutlaka eksik kalır. Tevfik Fikret ne güzel anlatmış kadının önemini dizelerinde:
‘Elbet sefil olursa kadın,
Alçalır beşer!’
Geçmişten güç alarak, geleceğe hep birlikte daha güçlü, daha emin yürümek üzere herkese sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.”